Türk kahvesi, yüzyıllardır büyük zevkle tüketilen ve arkadaş sohbetlerinin vazgeçilmez içeceklerinden biridir. Ancak kahvenin sağlık açısından faydaları çoğu kişi tarafından tam olarak bilinmemektedir. Kahve, kökboyasıgiller familyasına ait bir ağacın meyvesinden elde edilir ve aromatik bir kokuya sahiptir. Türk kahvesi, hazır olarak paketlenmiş ve satışa sunulmuş olan hazır kahvelere oranla sağlık açısından çok daha yararlıdır. Şekerli hazırlanıp tüketildiğinde ve aşırıya kaçıldığında kilo aldırabilir. Bu nedenle ölçülü tüketilerek tüm faydalarından yararlanılabilir. Baş ağrısı dahil karaciğer, mide, bağırsak gibi vücudun pek çok alanında olumlu etkileri bulunmaktadır.

Kahvenin içinde bulunan kafein zihin dağınıklığını önler ve konsantrasyonu artırıcı etki sağlar. Güne bir fincan kahveyle başlamak gün boyu dinginlik sağlayabilir. Türk kahvesi stresi önleyerek kan basıncının artmasını sağlar.

Türk kahvesi içinde yer alan kafein, vücutta yağ yakımını teşvik eder. Yapılan araştırmalara göre, metabolizmanın aktif şekilde çalışmasına katkıda bulunduğu ispatlanmıştır. Bu özelliklerinden dolayı zayıflamaya yardımcı olur.

Kahvenin içinde bulunan kafein, adrenalin seviyesini artırır. Adrenalin, fiziksel aktiviteler için vücudu hazırlayan bir hormondur. Özellikle sporcular, müsabakalardan önce kahve tüketimine önem verirler.

Tip 2 diyabet, felç riskini artıran önemli bir rahatsızlıktır. İnsülin yetersizliği sebebiyle kan şekerinde yükselme meydana gelir. Türk kahvesi, tip 2 diyabet riskini büyük ölçüde azaltır.

Alzheimer, ileri yaşa bağlı gelişen ve toplumda sık karşılaşılan, ciddi sıkıntılara yol açan bir beyin hastalığıdır. Hastalık daha çok 65 yaş üzerindeki kişilerde görülür. Hastalığı tam olarak iyileştirecek bir tedavi şekli henüz yoktur. Eğer hastalık başlangıç aşamasında tespit edilirse, seyrini yavaşlatmak için bazı tedaviler uygulanabilir. Kahve tüketimiyle beraber, düzenli beslenme ve egzersiz gibi önlemler Alzheimer hastalığının seyrini yavaşlatabilir.

Alzheimer hastalığından sonra gelen ikinci beyin hastalığı Parkinson'dur. Beyinde dopamin üreten nöronların ölümü nedeniyle hastalık meydana gelir. Etkili bir tedavi şekli bulunmamaktadır. Alınacak önlemler sayesinde seyri yavaşlatılabilir. Kahve tüketimi, hastalığın oluşma riskini azaltabilir. Bu, yapılan çalışmalarla ispatlanmıştır.

Karaciğer, vücudun en önemli organlarından biridir ve aynı anda birçok faaliyeti yürütür. Siroz, karaciğerin önemli hastalıklarından biridir. Kahve tüketimi, siroz hastalığına yakalanma riskini azaltabilir. Gün içinde 3-4 fincan kahve tüketimi, karaciğeri siroz harici pek çok hastalığa karşı da korur.

Depresyon, kişinin yaşam kalitesini ve iş verimini ciddi anlamda düşüren önemli bir rahatsızlıktır. Toplumda sıklığı oldukça fazladır. Gün içinde düzenli olarak 3 fincan kahve tüketimi, depresyonla mücadele etme olasılığını artırır.

Türk kahvesinin faydalarından biri de vücudu kanser hastalıklarına karşı korumaktır. Kanser, dünyada yaygın şekilde görülen ve hayati risk yaratan bir hastalıktır. Türk kahvesi, başta karaciğer ve kolorektal kanser olmak üzere birçok kanser türüne karşı koruyucudur. Düzenli kahve tüketenlerde karaciğer kanserine yakalanma olasılığı %40 oranında azalırken, kolorektal kansere yakalanma olasılığı ise %15 azalmaktadır.

Kahve ve özellikle kahvenin telvesi, cilt üzerinde kullanıldığında cilt sağlığı için oldukça faydalıdır. Kahve telvesi cilde masaj yapılarak sürülür ve bir süre bekletildikten sonra temizlenir. Bu uygulama, cildin yumuşamasını, canlı ve daha sağlıklı bir görünüm kazanmasını sağlar. Yine kahve telvesi Hindistan cevizi yağıyla karıştırılıp duş öncesinde vücuda sürülüp biraz bekletilir. Özellikle selülitli alanlara yoğunlaşıldığında selülitlerin azalmasına yardımcı olur.

Kahve, cilt üzerinde etkili olduğu kadar saç sağlığı için de faydalıdır. Kahve telvesi temiz saç derisine sürülerek 20 dakika bekletilir. Daha sonra ılık su yardımıyla kahve saçlardan arındırılır. Kahve, saçların sağlıklı ve canlı bir görünüm kazanmasını sağlar.